Eğitim Sen: Laiklik Ve Bilim Karşıtı Yeni Müfredatı Reddediyoruz Eğitim Sen: Laiklik Ve Bilim Karşıtı Yeni Müfredatı Reddediyoruz

Hatay/ Samandağ Cumhuriyet Mahallesi mahalle meclis girişimi toplantısı Rezerv alan gündemiyle gerçekleştirildi.
Samandağ’da en fazla yıkımın olduğu mahallelerden biri olan Cumhuriyet Mahallesi Mahalle Meclisi girişim toplantısı uzmanların da katılımıyla gerçekleştirildi.
                                      
Hatay Barosu Eski Başkanı Hüseyin Cihat Açıkalın ve Mimar Gizem Cabaroğulları’nın katılımıyla Mühendis Suphi Güzey Taziye evinde gerçekleşen toplantıya mahalle halkının yanı sıra, Samandağ Belediye Meclis Üyesi Ferit Diker, İbrahim Aydoğan, Hikmet Suadiye, Gökhan Kamacı,  Cumhuriyet Mahallesi Muhtarı Mustafa Güzey, Bakkallar Odası Başkanı Necdet Arslan, Muhtarlar Derneği Başkanı Mahir Cebburoğlu, 2024 Yerel Seçimler CHP Samandağ Belediye Başkan Adayı Süleyman Bedir Abacı ve Bağımsız Aday Çağla Cemali katıldı.
Toplantıda sırasıyla Yusuf Kimyon, Eğitimci Mehmet Karasu, Mahalleli adına Meryem Fehime Oruç, Av Süleyman Bedir Abacı konuşma yaptı.
Daha sonra Rezerv alan konusunda hukuki bilgilendirme yapan Avukat Hüseyin Cihat Açıkalın, konuşmasında, 9 Kasım 2023 tarihinde hayatımıza giren Rezerv alan yasasının aslında afet yasasının içine yerleştirildiğini vurguladı.
Av. H. Cihat Açıkalın, konuşmasında, “Rezerv alan yasasının Samandağ’ın önemli bir sorunu ama eğer bu haliyle uygulanırsa Türkiye’nin önemli bir sorun olacak. Çünkü afet riski taşıyan her bölgede idare Çevre Şehircilik Bakanlığı rezerv alan ilanı yoluna gidebilir. Türkiye’nin %80 dokuzunun riskli alanı olduğu afet risk altında olduğu hepimizin bildiği bir şey. Dolayısıyla yerel yönetimlerin de yetkilerinin askıya alan. Ve istemediği zaman rezerv alan ilanıyla herkesin  yaşamına müdahale edilebilir. Ve hepsinden önemlisi yaşam hakkından sonra en büyük güvenceye kavuşturulmuş mülkiyet hakkına tecavüz niteliğindeki uluslararası sözleşmelere ve yürürlükteki anayasamızda mülkiyetle ilgili düzenlemelere aykırı bu afet yasasındaki değişikliği doğru anlamamız lazım.” dedi. “Sizin hak sahip bir üzerinden evinizi bir an önce yapıp teslim edeceğiz” dendiğini fakat yasada böyle bir düzenleme olmadığını vurgulayan Açıkalın, “Biz ilk günden beri daha henüz rezerv alan bile gündemde yokken. Depremin yedinci günü bir çağrı yaptık. Bu afet sonrası şehrin hemen hemen tamamı yıkık vaziyette iken. 2 şeye dikkat edin demografik yapıyı, konuyu nüfus dengelerini koruyun, 2. şehir kültürünün kent kültürünü 2.100 yıllık akıp gelen. Bize ait olan dünyaya örnek olmuş görün. Birlikte yaşam kültürünü yan yana durma kültürünü korursanız Bu iki şeyi yaparsanız şehri yapmak kolay. 
Evet barınma bir sorundur. Ama bizim bunlardan da önemli kültürümüze karışmak, demografimize karışma komşumuza karışma, geleceğimize müdahale etme diyor. Burada uzlaşmak çok mu zor? “Şimdi deniliyor ki bunu nereden çıkarıyorsunuz? Peki olmadığını niye söylemiyorsunuz? Bizim şehrin demokrasisiyle, kültürüyle, sosyal yaşamıyla. Hiçbir sorunumuz olmayacak.” Diyemiyorsunuz. 
Mülkiyetle ilgili sorun çözülmüş değil. Siz mülkiyetin dayandığı şehrin kültürünü, demografisini anlayamamışsınız, tarif edememişsiniz. Buradaki insanların içinde bulunduğu durum bu belirsizlik.” dedi.
Bu kanunun afetle mücadele etmenin ötesine geçtiğini vurgulayarak Açıkalın “Eklenme yeri geldiği zaman müdahale edebilecek kent yaşamını, şehir bütünlüğünü, o bütünlüğünü, kültürümüzü, ömrümüzü. Yanlış noktalara taşıyabilecek, bunlara zarar verebilecek bir uygulamadır. Bundan dönme. Cumhuriyet Halk Partisi’nin anayasa mahkemesini açtığı iddia davası var. Mülkiyet hakkındaki ülke bakımı düzenlenmesine dair anayasadaki düzenlemeye aykırı olduğu için ben inanıyorum ki Anayasa Mahkemesi bu başvuruyu kabul edecektir. Ama tabii orada da şu sorunla karşılaşıyoruz. Maalesef Anayasa Mahkemesinin kararlarına da işine geldiği zaman uyan işine gelmediği zaman da uymayan da bir anlayış var.“ dedi.
Açıkalın, konuşmasının devamında “Bir zemin etüdü yapılmadan şehir inşası gelecek nesillere kimisi çakılmış taburlar mal etme. Çok risklidir. Şu mantıkla hareket etmeyelim ya işte 7 defa yıkılmış, her 200 yılda bir oluyor. Biz sıramızı savdık 200 sonra 20 Nisan da baktık insanlıkla kiti bak, böyle bulunmaz. Gelecek nesillerle koordinasyon böyle sağlanmaz. İnsani evrensel değerlere, insan yaşamına, insan onuruna sahip çıkmak çok başkadır. Bizim o noktada olmamız lazım. O yüzden bu yönüyle de bu yasa sakıncalıdır ve yasanın içinde olmayan konuların varmış gibi anlatılmasına itiraz ediyorum. Bir avukat olarak yasada olmayan şeyler anlatılıyor. Ben bugün size olanı anlattım çünkü ben avukat olmanın yanında aynı zamanda benim için çok daha kıymetli olan etiket taşıyorum. Hukukçuyum ve Hataylıyım.” dedi.
Mimar Gizem Cabbaroğulları, Üstelik size. Teknik bilgi anlatabilirim ama ne yazık ki herhangi bir bilgi söz konusu değil. Bakanlık, önceki toplantıda da bu toplantılar tam olarak şeffaf bir şekilde ne olacağına dair bilgi vermedi. Şu an Samandağ’ da ki rezerv alan sahalarıyla ilgili duyduğunuz her şey. Bir dedikodudur maalesef ki ama bir taraftan da hani bunu söyleyeyim. Şu an konuşacağız bir alanı bu mevki için konuşan bir planlama var ama bunun kesinlikle ilan edilmiş olma durumu yok. O yüzden konuştuğumuz her şeyi aslında bir potansiyel bu potansiyelin üzerinden böyle bir birliktelik çok umut verici. Ben onu söylemek istiyorum. Dayanışmayla biz rezervi doğru bir imar planına dönüştürebiliriz. Çünkü şehrimizin sağlıklı bir imar planına sahip ihtiyacı olduğu da bir gerçek. Ve biz bunu devletimiz yani hükümetin desteği olmadan da yapamayız. Çünkü Çevre Şehircilik, İklim Değişikliği Bakanlığın onayına sunacağımız bir imar planı olmak zorunda. Yani mühür onlarda bu noktada doğru bir imar planıyla ilgili uzlaşma noktasında ulaşmamız gerektiğini ama rezerv alan konusunda bu kadar şeffaflığın olmadığı ve katılımcılığın gerçek olmadığı bir yerde hayır dememiz gerektiğini daha önce de ifade ettim şimdi de ifade ediyorum.” Dedi.
Konuşmaların ardından vatandaşlar katılımcılara merak ettikleri soruları sordu.
Foto-Haber: Neslihan Sağaltıcı
 

Editör: Nezahat Fırıncıoğulları