Samandağ Emek ve Demokrasi güçleri tarafından 10 Ekim 2015’ te IŞİD’in Ankara Tren Garı’nda gerçekleştirdiği katliamın yıldönümü dolayısıyla basın açıklaması gerçekleştirildi.
Abdullah Cömert Alanında gerçekleştirilen basın açıklamasında katliamda hayatını kaybeden 103 kişi anıldı. 
Basın açıklaması Eğitim Sen Samandağ Şubesi, Tüm Emekli Sen Samandağ Temsilciliği, HDP Samandağ İlçe Örgütü, TİP Samandağ İlçe Örgütü, SYKP Samandağ İlçe Örgütü ve ÖVDER Samandağ Şubesi’nin katılımıyla gerçekleştirildi.  Samandağ Emek ve Demokrasi güçleri adına Salih Esmer tarafından yapılan açıklamanın ardından, Ankara Katliamının tanıklarından TİP Samandağ ilçe Yönetim Kurulu üyesi Hasan Yılmaz yaşadıklarını paylaştı.
Esmer, Emek ve Demokrasi Güçleri adına yaptığı açıklamada “Anayasa Mahkemesi: ”Deliller usulüne göre toplanmamış, idarenin ihmali ile ilgili ciddi bir çalışma yapılmamış, usul yönünden hak ihlali var.” Türkçesi: Engellenebilirdi! 10 Ekim 2015 sabahı, bu ülkenin başkentinde emek, barış ve demokrasi talebi ile alana çıkanlar, ülke tarihinin en kanlı katliamı ile kana bulandı. Anayasa mahkemesine yapılan bireysel bir başvuru sonucu çıkan net tablo: Engellenebilirdi… Bu ifade bile tek başına başka bir açıklamaya gerek bırakmayacak kadar çok şey anlatıyordu. Engellenebilirdi. İŞİD yaptı, kolluk gereken önlemi aldı, almadı ifadelerinin, anayasa mahkemesinin bireysel başvuruya verdiği “Devlet güvencesindeki yaşam hakkı ihlal edilmiştir” şeklindeki kararların, halkların vicdanında bir karşılığı yok. Çünkü o gün bir saat içinde 100’e yakın arkadaşımızın hayatını kaybettiği ve yüzlerce yaralının olduğu gelen bilgiler arasındaydı. İlerleyen saat ve günlerde yiten canımız 103’ü bulmuştu. Çünkü aradan altı yıl geçti. Mahkemeler kuruldu, davalar açıldı ve bilindik yargılamalar sonrası 103 canın bedeli olarak fatura birkaç tetikçiye kesildi. Hepsi bu.
Çünkü dava sürüyor. En son 3 Eylül günü görülen dava gergin bir duruşmanın ardından 24 Kasım gününe ertelendi. Daha da ertelenecek gibi görünüyor. İtirazlar, üst mahkeme, bozma, tekrar yargılama, anayasa mahkemesi, tekrar yargılama ve bu ülkenin hukuk sisteminde bilindik, tanındık kanıksatılmaya çalışılan zaman aşımı… Çünkü bütün bu süreç boyunca o gün susanların, onaylayanların, “Bir Kaç Öfkeli Genç“ diyenlerin, bu gün aynı pişkinlikle yeni palavra ve yalanlarla bu ülkeyi “Faşizmin Demokrasi Sosu” ile yönetmeye talip olduğunu, hâlihazırda yönetenlerin göz göre gelen bir katliamın, önüne geçmemekten kaynaklı siyasi sorumluluğunu üstlenmekten ne denli rahat sıyrılabildiğini görünce, emekten, haktan, halktan ve özgürlüklerden, daha adil bir dünya ve ülkeden yana olanların her zamankinden daha fazla emek harcaması gerektiğine bir kez daha tanık olduk. Özellikle son günlerde iradi olarak yönetilen krizin bir sonucu olarak ülkede hayata geçirilen emek düşmanı politikaların dünden bağımsız olmadığını ve olamayacağını biliyoruz. Adaletin er ya da geç tecelli edeceğini bildiğimiz gibi. Emeğin iktidarının elimizde ve engellenemez olduğunu bildiğimiz gibi. “Ekmeğime Dokunma” diyen. Bu nedenle baskı, zulüm, gözaltı ve tutuklama yaşayan fakat yılmayan ve yılmayacak olan Yüksel Direnişçileri gibi, “Savunma Susturulamaz” diyen. Bu nedenle birlikleri bölünen fakat vazgeçmeyen ve vazgeçmeyecek olan Barolar gibi, “Tarafız, Halkın Haber Alma Hakkı Sayesindedir Basın Özgürlüğü” diyen. Bu nedenle susturulmaya çalışılan fakat susmayan ve susmayacak olan basın emekçileri gibi, "Ölüyoruz Ve Daha Çok Öleceğiz Yaşatmak İçin” diyen. Bu nedenle kendilerine düşman muamelesi yapılan fakat sinmeyen ve sinmeyecek olan Türk Tabipler Birliği gibi, 6 yıl sonra bile “Dava Açtırır İradenizi Yok Sayarız” denilen fakat susmayan Milletvekilleri, Belediye Başkanları gibi, “Kayyum İstemiyoruz” diyen, Üniversitelerini sahiplenen Boğaziçili öğrenciler gibi,“Yurt yoksa park var, Barınmak Haktır” diyen ve buna rağmen terörize edilen üniversiteli, barınma sorunu yaşayan gençler gibi, Kod 29 ile işten çıkarılan fakat “Emekçiyiz Haklıyız Kazanacağız” diyerek direnen emekçiler gibi,  Her itiraz ettiğinde, başını kaldırdığında “terörist damgası vurulan” , halktan ve haktan yana olan ve bu uğurda mücadele yürüten milyonlar gibi… Ve nicesi ve nicesi…  “Mücadele Edenler” er ya da geç kazanacak. Biz kazanacağız. Adalet bu ülkeye, hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde, bu ülkenin halkının nasırlı elleriyle gelecek. Er ya da geç.” ifadelerine yer verildi. Konuşmaların ardından slogan ve alkışlarla açıklama sona erdi.
 

Editör: TE Bilişim