Antakya ve Samandağ ilçelerinde Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı okullarda öğretmenlik yapan Pelin Akbaş Yeşil ve Çağdaş Can’ın Kanun Hükmünde Kararname(KHK) ile görevlerine son verildi.
İhraç edilen Yeşil ve Can’a destek için EğitimSen Samandağ Şubesinde basın açıklaması düzenlendi.
Basın açıklamasına, Eğitim Sen Şube Başkanı Cüneyt Kayıkçı ve Eğitimsen üyelerinin yanı sıra; CHP Hatay Milletvekili Serkan Topal, HDP İl Eş Başkanı Kerem Nalbant, CHP İlçe Başkanı Turgay Abacı, HDP İlçe Eş Başkanı Naim Özbek, görevinden ihraç edilen ve 2 dönem Antakya Eğitim Sen şube yönetiminde görev yapan Eğitimci Pelin Akbaş Yeşil, Yayladağı ilçesi Sebenoba Hacı Fuat Yılmaz Ortaokulu’nda görev yapan Eğitimci Çağdaş Can ve Davanın avukatlığını yapan Av. Ali Habip katıldı.
Basın açıklamasında konuşan Eğitim Sen Şube Başkanı Cüneyt Kayıkçı, karşılarında asalak bir sınıf olduğunu ve bu sınıfın hayatın her aşamasını kendine göre dizayn ettiğini ve buna şaşırmadıklarını ifade ederek “Bu asalak sınıfa karşı sömürüye karşı olan güçlerin topyekün bir savaş içerisinde olması gerekiyor. Evet bir savaş, kültürümüzle duruşumuzla, değerlerimizle kurumlarımızı korumakla. Aslında bir savaş var. Ama tek dezavantajımız ne bunların bizi tek tek yakalaması. Biz gücüz onlar bir avuç biz milyonlarız. Milyonlar harekete geçtiği zaman ne çark döner, ne ekmek çıkar. Bu gücümüzü bilelim. Bu gücümüzle dünyayı yeniden kurabileceğimiz bilmeli, sınıfsal bakmak zorundayız. Değerlerimize sahip çıkmak zorundayız.” dedi.
İktidarın battığını bildiklerini söyleyen Kayıkçı “Bütün mesele biz ne yapacağız. Biz iki öğretmen arkadaşımız özelinde dayanışmayı en üst noktaya çıkaracağız. Bu arkadaşlarımızın mücadelesi meşrudur anayasayı ihlal eden sizlersiniz. “dedi.
KHK ile ihraç edilen Eğitimci Pelin Akbaş Yeşil, 14 yıllık okul öncesi öğretmeniyken ihraç edildiğini belirterek, yaşadıklarını anlattı. Yeşil, konuşmasında ”15 Temmuz 2016'dan bu yana çıkarılan KHK'lar ile yaklaşık 140 bin kamu emekçisi ihraç edilerek açlığa terk edildi. OHAL bahanesiyle birlikte keyfi işten atmalar yaşanırken kamu emekçilerinin iş güvencesi tamamen ortadan kalktı. 2016 yılında ilimiz Hatay'da yaklaşık 1000 kişi ile birlikte KHK hukuksuzluğu yaşayanlar arasında ben de vardım. O dönemde Eğitim Sen Hatay Şubesinin yürütme kurulundaydım ve Hatay Şube, tüm Türkiye'ye örnek olan bir direniş sergiledi ve hepimiz görevlerimize döndük. Eylül 2019'da Eğitim Sen Genel merkezinin, Hatay Şubesi yöneticilerinin tamamını keyfi ve asılsız suçlamalarla görevden aldığı ve yerine kayyum atadığı yöneticilerden biri de bendim. AKP iktidarı işimize, emeğimize; ekmeğimize göz dikmiş pervasızca saldırılarını sürdürürken, ilk ihracımı yıllarca iş güvencemiz, geleceğimiz, ekonomik ve demokratik haklarımız, bilimsel, parasız eğitim ve sağlık hakkımız, eşitlik ve adalet için mücadele ettiğim, emek harcadığım sendikam tarafından yaşadım. Bu ihraç daha sonra 2020 yılında yaşadığım haksız ve hukuksuz gözaltı, ev hapsi, mesleğimden 2. kez açığa alınma, yargılama sürecinde iddianameme delil olarak eklendi.
Bugünlere böyle gelindi. 1 Ağustos itibariyle 14 yıllık mesleğimden haksız hukuksuz ve keyfi bir şekilde ihraç edildim. İhracımda bahsi geçen 375 no’ lu KHK'nın geçici 35.maddesi, bakanlıklara keyfilik tanıyan, istediğini istediği gibi, bir disiplin soruşturması süreci geçirmeden ya da tamamlamadan atabilirsin rahatlığı veren bir madde idi ve geçerliliği 31 Temmuz itibariyle sona erdi. Bu geçici maddenin geçerliliği sona ermeden hemen önce 6000 kişi aynı şekilde kamudan hukuksuz ve keyfi bir biçimde ihraç edildi.
Bugün gasp edilen sadece 14 yıllık mesleğim değildir. Gasp edilen ailemin, benim gece gündüz çalışarak harcadığımız emeğimiz, alın terimiz ve geleceğimizdir.
Bizlere KPSS sınavlarında hiç kimse soruların cevaplarını vermedi, hiç kimse atanmamız için torpil yapmadı, kendi emeğimiz ile elde ettik mesleğimizi. Bugün hala devam eden keyfi ve hukuksuz uygulamalarla mesleğimden ihraç edildim. Bu kararı kabullenmek mümkün değildir.
Bu haksız ve hukuksuz ihraçlar ilk olmadığı gibi bu saldırılar ' püskürtülmezse son da olmayacaktır. Bugün beni mesleğimden, öğrencilerimden, okulumdan uzaklaştıranlar, halkımıza da gözdağı vermeye çalışmıştır. Emek, demokrasi, hukuk ve adalet mücadelesi verenlerin, onların yanında olup destekleyenlerin cezalandırılma aracı olan bu ihraçlar, toplumu korkutma, yıldırma, sindirme politikasının bir parçasıdır.
Haksız, hukuksuz ve keyfi ihraçlar son bulana kadar, emeğimiz, haklarımız, geleceğimiz için bir arada olmalı, birlikte mücadele etmeliyiz. İşimi, öğrencilerimi, ekmeğimi geri istiyorum.” dedi.
KHK ile ihraç edilen diğer bir Eğitimci Çağdaş Can, konuşmasında, hakkında süren soruşturmanın bitmesine 2 gün kala karar verilerek ceza aldığını, bu soruşturmanın önceden verilmiş bir kararın bahanesi olup olmadığını kamuoyunun takdirine bıraktığını belirtti. İhraç edilmesinde sosyal medya paylaşımları, müzik etkinlikleri, 1 Mayıs’a katılmanın gerekçe olarak gösterildiğini ifade etti. Can, 28 kişinin tecavüzüne uğrayan bir çocukla ilgili yaptığı bir paylaşımın suç olarak görüldüğünü, eğer bu suç ise bu suçu işlemeye devam edeceklerini sözlerine ekledi. Asıl suçlunun bu paylaşımı suç olarak görerek fezlekesine işleyenler olduğunu sözlerine ekledi. Bu süreci atlatacaklarına emin olduğunu söyleyen Can, “Mücadelemizin meşruluğunu Soma’ da katledilen işçilerden,  Karadeniz’de doğa talanına karşı mücadele eden köylülerden, gezi şehitlerinden alıyoruz. O yüzden bizi hiçbir şekilde ekmeğimizle terbiye edemezler.” dedi.

HDP İl Eş Başkanı Kerem Nalbant, konuşmasında “Birbirimize sahip çıkmanın zamanı olduğunu belirterek “hepinizin bildiği gibi bu iktidar ne yazık ki kendisi gibi düşünmeyen her anlayışı düşmanlaştırarak, bölerek yaşamın dışına bırakmaya çalışıyor. Bizde, siyasal literatürde bunun adına faşizm diyoruz. Biz bu faşist anlayışı özellikle 15 Temmuz darbe teşebbüsünden hemen sonra bir karar nameyle nasıl yüzbinleri bir anda işsiz bırakıldığını, nasıl bir anda yüz binin üzerinde insanın açlıkla terbiye edileceğini zannettiklerini çok gördük. Ama geldikleri aşama itibariyle yanılıyorlar. Biz işimizden de olsak, zindanlara da düşsek, şehitte düşsek hiçbir suretle bunlara biat etmeyeceğiz. Biz bu zihniyeti daha önce atadığı kayyumlardan çok iyi biliyoruz, biz bu zihniyeti dokunulmazların kaldırmasından biliyoruz, biz bu zihniyeti sınır içinde ve sınır dışında yapmış oldukları operasyonlardan çok iyi biliyoruz. Geldiğimiz aşama itibarıyla artık düşüncemiz ne olursa olsun birbirimize dokunmanın, birbirimize sahip çıkmanın tam zamanıdır. Eğer biz ortak bir anlayışla, ortak bir akılla, ortak bir akılla, ortak hareket etmeyi başaramazsak eğer üzülerek söylüyorum şu an yüzüncü yılını tamamlamaya çalışan Cumhuriyetin bir ikinci yüzyılını kaybetmeyle karşı karşıyayız. Böyle bir şansımızın, böyle bir lüksümüzün olmadığını ben buradan bir kez daha dikkat çekmeye çalışıyorum. Ya birleşeceğiz ya ortak hareket edeceğiz ya da yok olacağız. Bu vesileden dolayı mağdur olan öğretmen arkadaşlarımızın kurum olarak yanlarında olduklarımızı bir kez daha deklare ediyorum. Önümüzde ki sürecin inşası noktasında hep beraber inşa etmeye davet ediyorum.”  ifadelerine yer verdi.
Davanın Avukatlığını yapan Ali Habip “Maalesef uzun zamandan beri olağanüstü hal kanunlarına, KHK' larına ve siyasal krizine dayanarak insanları, halkı mağdur ettiler, etmeye devam ediyorlar. Yapılan işlem baştan sona hukuksuz, zaten mevcut olan soruşturma var. Soruşturmanın akıbetini, sonucunu beklemeksizin idari bir kararla, hem de gerekçe belirtmeksizin KHK'larla makbul gerekçelerle hocalarımızı ihraç ettiler. Durum şunu gösteriyor, hem suni kriz derinleşiyor, siyasi kriz derinleşiyor, toplumu yönetme krizi derinleşiyor. Artık balon gibi sıktıkça bir yerden patlayacak, patlamak zorunda. Üzerimize düşen şey birlikte olmak, mücadeleyi devam ettirmek, ivme kazandırmak. Bunlar basit şeyler, bundan daha ağır bedeller ödendi, ödeyen insanlar var ama bu demek değildir ki sesiz kalacağız, yılacağız. Eninde sonunda bu hukuksuzluğun sona ereceğini düşünüyorum. Geri döneceklerine inancım tam. Tabi, belki uzun sürecek yargılama, belki yerel mahkeme bunun sonuçlarını bu şekilde vermeyecek ama eninde sonunda hukuki olarak kazanacaklarına inanıyorum." dedi.
CHP Hatay Milletvekili Serkan Topal, ihraç edilen öğretmenlerin görevlerine iadesi gerçekleşene kadar üzerlerine düşen görevi yerine getireceklerini belirterek  "Dünyanın hangi ülkesinde, birdenbire, hukuksuz bir şekilde bir devlet memurunu bir vatandaş gözaltına alınıyor ya da içeri atılıyor, ihraç ediliyor. Var mı dünyada örneği? Var nerede diktatörlüğün olduğu yerlerde, tek adamın olduğu yerde, padişahlığın, krallığın olduğu yerlerde. Maalesef bu ülkede geldiğimiz nokta bu. Şunu ifade etmek istiyorum değerli öğretmenlerim. Daha önce olduğu gibi bugünde, yarında her zaman sizin yanınızda olacağımızı burada bir kez daha yineliyoruz. Buradan iktidara sesleniyoruz, gideceksiniz. Daha dün milyonlarca insanın, atanmayan, atama bekleyen, çalışan, emek harcayan velilerimizin, çocuklarımızın, üniversite mezunlarının günahına girdiniz. Bir tek kişi gözaltına alınmadı ama gelin görün ki demokratik alanda hakkını savunan, eleştirisini yapan bir devlet memurumuz açığa alınıyor. Bunun adı ahlaksızlıktır, bunun adı emek hırsızlığıdır, bunun adı gasptır, alın teri hırsızlığıdır, insanların geleceğini çalmadır, bunun adı diktatörlüktür. Ama hiç kimse merak etmesin bu diktatörlüğe son vereceğiz, bu hukuksuzluğun hesabını soracağız. Size sözümüz olsun bu arkadaşlarımız görevlerine iade edilinceye kadar bize ne görev düşüyorsa onu yapacağız. Ama şunun da sözünü veriyoruz, bu arkadaşlarımıza daha öncede olduğu gibi kanun hükmünde kararnameyle son dakikada 10 binlerce vatandaşımızın günahına girenlerin tamamına hesabını sormakta bizim boynumuzun borcudur. Burada hem sözümüz olsun hem de ahdımız olsun. Sayın Milli Eğitim Bakanı, eğer sizin yüreğiniz varsa istifa edersiniz. Zerre kadar haysiyetiniz varsa istifa edersiniz. Binlerce, on binlerce çocuğun günahı boynuzdadır. Onunda günü geldiğinde hesabını soracağız. Değerli öğretmen arkadaşlarımız, bugüne kadar özellikle birçok toplumsal olayda, toplumsal sorunların çözümü konusunda ki duruşunuz takdire şayandır. Birçoğunuz da belki bedel ödemiştir ama bu ülkenin huzuru, bu ülkenin mutluluğu, bu ülkenin geleceği, bu ülkenin demokratikleşme sürecinde ki katkınız tartışılmazdır. Ama gün gelecek bu bedeli ödetenler o bedeli ödeyeceklerdir. Onunda hesabını biz birlikte soracağız. İktidara geldiğimizde yeniden adaleti, hakkı, hukuku beraber tesis edeceğiz. Buradan da sözümüz ve ahdımız olsun. Sizler görevinize iade edilinceye kadar bizde sizin yanınızda olacağımızı ifade ediyoruz.” Dedi. 
CHP Samandağ İlçe Başkanı Turgay Abacı, böyle bir olaydan dolayı burada bulunmaktan hicap duyduğunu ve iki öğretmen kardeşi olan bir insan olduğunu belirterek “Daha önce bu süreci Matematik öğretmeni kardeşlerimden biri yönünden yaşadık. Ailece çok zor bir süreç. İhraç edilen iki arkadaşı ve ailelerini gerçekten ateş düştüğü yeri yakar mantığı ile çok iyi anlayabiliyorum. Ülkede hukukun olmadığını, çok uzun bir süredir dile getiren, bunun için çok ciddi şekilde somut olarak bir tavır koyan bir partinin ilçe başkanıyım. Genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu; adaletin, hukukun olmadığını tespit ettiği gün bir an bile duraksamadan Ankara'dan İstanbul’a kadar hak, hukuk ve adalet için yürümüştü. Maalesef ülke, bir hukuk devleti olmaktan çok bir diktatörlükle yönetiliyor. Mutlaka, hukuk bir gün herkese lazım olacak. Çok az kaldı. Mevcut kamuoyu yoklamaları, sizin de takip ettiğiniz gibi mevcut siyasi gelişmeler artık bu iktidarın ülkeyi yönetemediğini, ülkeyi bir bataklığa sürüklendiğini çok net bir şekilde ortaya koyuyor. Tabi bu süreçte öğretmen arkadaşlarımızın da çok güzel söylediği gibi ciddi şekilde beraber olmak lazım. Ciddi şekilde dayanışmayı ortaya koymak ve üst seviyeye çıkarmamız lazım. Biz, Cumhuriyet Halk Partisi Örgütü bu süreçte hukuki olarak her türlü desteği verebileceğimizi buradan ifade etmek istiyorum. Bunu içimizden gelerek büyük bir mutlulukla yapabiliriz. Ve son olarak özellikle KPSS skandalında eğer bu ülkenin Milli Eğitim Bakanı hala o koltukta oturabiliyorsa bu Ak Partinin ayıbıdır.” dedi.
Foto-Haber:Neslihan Sağaltıcı

Editör: TE Bilişim