Araştırmacı, Gazeteci- Yazar İsmail Zubari, geçmişten bugüne katmerleşerek büyüyen sorunların altında yatan nedenleri ve çözüm önerilerini kaleme aldığı “Hatay Büyükşehir Ve Samandağ Belediyesi'nin Düşman Sevindiren Politikaları” başlıklı yazısının son bölümünü paylaştı.  
Araştırmacı, Gazeteci- Yazar Zubari, yazı dizisi şeklinde kaleme aldığı paylaşımının son yazısında “Öncelikle şunu belirtmek isterim. Bu yazı dizisinde ne büyükşehir ne de ilçe yöneticilerini rencide etmek gibi bir amaç var. Sadece aralarındaki iletişim kopukluğunun Samandağ'a verdiği zarara dikkat çekmek istedim. Bu arada ister istemez daha eskilere gidip bazı anıları not etmek zorunda kaldım. Yazının daha uzamaması açısından kısa kesmeye çalışacağım. Elbette anılar dönem dönem yine bu sayfalara taşınacak, çünkü ilçemizin maruz kaldığı ihanetin bilinmesi gerekir. 
Yazının başlığına gelecek olursak. Samandağ'da Akçay suyunun gelmesi olumlu olsa da çözüm olamadı. Çünkü yeterli su havuzu yoktu. Suyu getiren yönetim ve ondan sonra gelenler böyle bir sorun yokmuş gibi davrandılar. Bu konuda ilk adımı atan ilk dönemde ÖDP'den seçilen sayın Mithat Nehir oldu. Yeni bir su havuzu inşa ederek daha fazla suyun depolaması sağlandı. Ancak daha önce bahsettiğim suyun kaçak kullanılması nedeniyle sıkıntının giderilmesine yetmedi. Bu arada Samandağ'da ilk defa arıtma tesisi inşaatı da bu dönemde yapıldı.
Büyükşehir yasasıyla birlikte önemli aksaklıklar ortaya çıktı. Birincisi belediyeler köylere hizmet götürecek şekilde örgütü değildi. Köyler çok hatalı bir kanunla mahalle statüsüne alındı. Kırsal kesim için yapılandırılmış kurumlar kapatıldı. Dolayısıyla günümüze kadar aksaklıklar devam etmekte. 
Bu süreçte ilk defa Hatay Büyükşehir Belediyesi Samandağ'daki su sorununa ciddi bir çözüm üretmek üzere çalışmalara başladı. Tabi bu arada Eğitim-Sen'in yaptığı ve günlerce süren oturma eylemi ve protesto yürüyüşlerinin etkili olduğuna inanıyorum. 
Ancak alt yapıyı yenilemek bütün yolların kazılması ve sabır isteyen bir işti. İşte burada iki belediye yönetimi arasındaki iletişim kopukluğu ortaya çıktı. Samandağ belediye başkanı sayın Refik Eryılmaz'ın kazılan yollarla ilgili sadece büyükşehir belediyesini sorumlu tutması aradaki kopukluğun bir göstergesiydi. Demek ki bir planlama  yapılmamış, öncelikler sıralanmamıştı. Nitekim Samandağ koordinatörlüne atanan sayın Mehmet Ali Kamacı'ya bu durumu sorduğumda bana büyükşehir belediye yetkililerinin muhatap bulamamaktan şikayetçi olduklarını söyledi ve kendisine bu görev verilmişti. 
Son olarak belediyeler tek bir kişinin yöneteceği kurumlar değildir. Her konuda oluşturulacak komisyonlar işlerini ciddi bir şekilde yapıp, öncelik ve önem sırasına göre daha üst yönetimle koordinasyon halinde çalışılırsa bugün yaşadığımız aksaklıklar minimal düzeye iner, hizmetler eziyete dönüşmez. 
Başka yazılarda Samandağ'ın sahip olduğu zenginlikleri değerlendirme konularında yapılması gerekenleri işlemek istiyorum. Herkese sağlıklı güzel bir yaşam dilerim.."
Foto-Haber:Neslihan Sağaltıcı

Editör: TE Bilişim