Tüm Öğretmenler Birliği Sendikası, Anayasaya göre İlköğretimin bütün vatandaşlar için zorunlu ve Devlet okullarında parasız olduğunu vurgularken; “Oysa hepimiz biliyoruz kayıt ya da bağış adı altında para isteniyor” denildi.
Tüm Öğretmenler Birliği Sendikası Merkez Yürütme Kurulu Adına Deniz Ezer yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi.
“Eğitim hakkının temel bir insan hakkı olmasının yanı sıra diğer insan haklarının gerçekleşmesi için bir ön koşuldur. Eğitim hakkının sağlanması, bireylerin diğer insan haklarından yararlanmalarını ve haklarını korumalarını mümkün kılmaktadır. Bu hak aynı zamanda devlet tarafından bireye verilir çünkü eğitim bir iş sahibi olmak için de gerekli bir araç olup devletin kanun ve sözleşmeler tarafından kendisine verilen bir yükümlülüktür. Son zamanlarda devlet okullarında “adres dışı kayıt”,’’öğretmen seçimi’’ adı altında yüksek paraların alındığını biliyoruz.
Anayasa'nın 42'nci maddesi "İlköğretim kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır" hükmünü emreder.Aynı zamanda MEB Okul Aile Birliği Yönetmeliği’nin Birlik Gelirleri başlıklı 15'inci maddesinin 2'nci fıkrasında, 'Birlikler, velileri hiçbir surette bağış yapmaya zorlayamaz, okul kayıt döneminde bağış ve yardım toplayamaz. Ayrıca bakanlık tarafından yürütülen proje ve yapılan protokoller kapsamında okul ve kurumlarda yapılacak faaliyetlerden ücret talep edilemez' hükmü yer almaktadır.
Okullar, velilerden "HARAÇ"toplama yeri haline geldi.
PARA TOPLAMA ÇARKI NASIL İŞLİYOR.
Çocukları daha iyi bir eğitim alsın diye ailelerin bir kısmı çocuğunun ikâmetgahını okulun bulunduğu semtte oturan birinin evinde gösteriyor. Ancak çocuk ailesiyle yaşamaya devam ediyor. Velilerin bir kısmı ise çalıştığı işyeri okulun bulunduğu semtteyse ikâmetgah olarak burayı gösteriyor. Bir kısmı da okul aile birliğine 15000 TL’ye varan miktarlarda bağışta bulunarak farklı semtlerdeki okullara çocuklarını gönderebiliyorlar.Okullardaki kayıt sistemi aslında merkezden yürütülüyor ancak sistem el altından kayıtların yapılmasına da açık. 
Okulun örneğin 100 kontenjanı var, 80 kişi okulun bulunduğu mahalleden  alınıyor, geriye kalan 20 kişilik kontenjan da farklı mahallelerden gelen öğrencilerle dolduruluyor. Burada da aileler bağış ve torpile başvuruyor.
VELİ’NİN GELİR DÜZEYİ KAYIT VEYA YASAL İSİMLE BAĞIŞ MİKTARINI BELİRLİYOR
 Kayıt ya da bağış miktarını asıl belirleyen okul velisi profili ve kaydı yapacak kişinin referansıdır. Doktor, öğretmen  gibi belli gelir düzeyi yüksek velilerin olduğu okullarda velilerin kazancı ve okulun ihtiyaçları bu süreci belirliyor.Geliri iyi ise 15.000tl’ye kadar alınabiliyor.Geliri düşük veya bir tanıdık vasıtasıyla kayıt yaptırılıyorsa daha uygun mğktarda kayıt yaptırılabiliyor.Öte yandan bu işlere girmeyip  ‘Ayda 20 lira bile toplayamıyoruz’ diyen okul müdürleri de var. Bazı okullar ise sadece kayıttan yıllık  500-600 bin gelir elde ediyor. Üstelik bu paralar bağış adı altında alındığı için yasal bir süreç işletilemiyor.Anayasaya aykırı bir durum olsa da İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleride durumdan memnun kalıp sessiz kalıyor.Oysa halkımızın çocuklarına tüm okullarımızda denk, eşit, nitelikli eğitim vermemiz gerekiyor.
BAKANLIK YARDIMLAŞMA ADI ALTINDA BU DURUMU MEŞRULAŞTIRMAKTADIR.
Millî Eğitim Bakanlığı,Gönüllü veriliyor,isteğe bağlı bir durum , veli isterse okuluna bağış yapabilir şeklinde bir kılıf buluyor.Hem zorunluluk gibi hem gönüllüymüş gibi yani çocuğunu kayıt ettirmek isteyen bir kişi ödemek zorunda kalıyor ödedikten sonrada bunun adı gönüllülük oluyor.Millî Eğitim Bakanlığı, velinin isterse para vermeyeceğini, isterse okul binası bile yaptırabileceğini ifade ediyor. Bunu da bir tür yardımlaşma olarak gösteriyor.
Oysa hepimiz biliyoruz kayıt ya da bağış adı altında para alınıyor. ‘Şu aralıkta bir bağış yaparsanız iyi olur’ deniyor. Onu yaptığınız takdirde okullara  kaydınızı yaptırabiliyorsunuz. 
HATAY’DA BU KAYIT SÜREÇLERİNE ÇOK RASTLANILMAKTADIR.
Hatayda birçok veli bu kayıt sistemi ile karşı karşıya kalıyor. Özellikle Defne, İskenderun ve Antakya ilçelerinde daha çok rastlanmaktadır.. Bulundukları bölgelere göre başarılı okullar arasında gösterilen okullara servisle gelen birçok öğrenci bulunuyor yani kayıt alanı dışından gelen öğrenci sayısı oldukça yüksek. 2-3 sokak mesafedeki yerler için servis kullanan öğrenciler olduğu gibi örneğin Defne’deki bir ortaokula , Antakya’dan, Samandağ’dan, Altınözü’den ve birçok kayıt alanının dışında olan bölgelerden gelen öğrenciler var.Aynı durum ilkokulu,okul öncesi,lise kademeleri içinde geçerli. Ailelerin büyük çoğunluğu kendi oturdukları semtlerdeki okulların eğitim kalitesini beğenmedikleri için çocuklarını bu okullara kaydettirdiklerini söylüyor. Bu kayıtta fahiş miktarda para talep edilmesine neden oluyor. Bahsedilen rakamlar  5000-15.000 tl arasındadır.  Bu iki okul dışında onlarca okulu sayabiliriz.Her kademede bu  uygulama ile karşı karşıyayız.
Anayasanın 42. Maddesi’nde geçen “İlköğretim, zorunludur ve devlet okullarında parasızdır” , “Okullarımızda velilerden kayıt ya da bağış adı altında gönüllüymüş gibi gözüken ama aslında bir zorunluluğa dönüşmüş olan para alışverişinin yasaya aykırı olduğunu bir kez daha ifade etmek gerekiyor. Maalesef Millî Eğitim Bakanlığı bunu biliyor ama bu sürece göz yumuluyor” 
TÜM ÖĞRENCİ VELİLERİNE SESLENİYORUZ.
Bu uygulamanın bir parçası olmak okullar arasındaki eşitsizliklerin kalıcı hale gelmesine neden olmaktadır.Bunun yanında paraların nasıl harcandığı nereye aktarıldığınıda bilmiyoruz.İl ve ilçe milli eğitim müdürlerin de buradan bir miktar kaynak transferi yapmak gibi çabaların içerisine girdikleri konusunda bir duyum sözkonusu.Değerli velilerimiz lütfen mahallelerinizdeki öğretmen ve okullarınıza güveniniz.Okullarda olumsuz bir eğitim öğretim süreci veya ortamı ile karşılaşıyorsanız başka bir okulda kayıt yaptırmak yerine çocuklarınızın hakkını savununuz,ödenek yoksa bakanlıktan ödenek talep ediniz,Öğretmenler ile sürekli diyalog halinde olunuz.
Milli Eğitim Bakanlığı ilkokullara ödenek göndermemektedir.Ancak bunun yolu okul müdürlerinin velilerden kayıt yapma,sınıf seçme v.b yöntemlerle para toplması değildir.Okul müdürleri ve öğretmenler bu konuda halkçı bir duruş sergilemelidir.Gösterecekleri duruş ayrıca mesleki onur açısından da önemlidir.Burada velilerde anayasanın bu konuyla ilgili maddelerinin uygulanması konusunda ısrarcı ve mücadeleci olmalıdır.Bu düzen böyle gitmemelidir.
Öğretmen ve veliler omuz omuza mücadele ederek bu sorunu çözebiliriz.
Bu konuda baskıya maruz kalan öğretmenlerimiz sendikamız TÖBSEN 'in üyesi olsun veya olmasın farketmeksizin bize başvurabilir .Aynı çağrı velilerimiz için de geçerlidir.
Okullar, kayıt adı altında velilerden hiçbir şekilde para talep edemez. Bu bir suçtur ve yasaktır. Okullara ödenek sağlanmadığı için yetkililer bu duruma sessiz kalıyor. Eğitim, eşit ve ücretsizdir. Devletin himayesinde olmalıdır. 
Sosyal devlet ilkesinin gereği olarak devlet öğrencilere eğitimde fırsat eşitliğini ve çağdaş standartlarda eğitim alma hakkını sunmak zorundadır. Bu hakkın kanunda ücretsiz olarak sağlanacağı belirtilmişse ücretsiz olarak sağlanmalı, bağış adı altında kayıt parası alınmamalıdır. Devlete verilen bu yükümlülük, okul aile birliği gibi okulun ufak kurumları tarafından yerine getirilemeyeceğinden birliğin veya diğer kurumların bu hususlarda velilere yaptırım uygulaması da mümkün değildir. Kayıt yapılırken hiçbir şekilde idare velilerden para almamalı, veliler bu duruma mecbur da tutulmamalıdır." 
 Foto-Haber:Nezahat Fırıncıoğulları

Editör: TE Bilişim