Akdeniz Kültür Ve Dayanışma Derneği Üyesi Mevlüd Oruç, Muharrem Orucunun ilk gününde Ankara’da Cemevlerine peş peşe yapılan Saldırıları ve 5 Ağustosta İstanbul Kartal Cemevi başkanına yapılan saldırıyı kınayarak Faillerin ve arkasındaki güçlerin bir an önce yargı önünde hesap vermeleri sağlanması gerektiğini ifade etti. Oruç, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın devlet kurumu olmaktan çıkarılması gerektiğini ifade ettiği açıklamasında ifadelerine yer verdi. “ALEVİLER DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜK İSTİYOR Son ayda Aleviler önce Saldırılarla sonra çeşitli ziyaretler ile gündeme taşındı. Alevilerin kapısını kim çalarsa hoş gelir (Ehla u Sahla), ama Alevilerin sorunları ziyaretlerle görüntü vererek çözülmez. Alevilerin talepleri, sorunları ve çözümlerini ifade etme ihtiyacı vardır. Muharrem Orucunun ilk gününde Ankara’da Cemevlerine peş peşe yapılan Saldırıları ve 5 Ağustosta İstanbul Kartal Cemevi başkanına yapılan saldırıyı kınıyoruz. Faillerin ve arkasındaki güçlerin yargı önünde hesap vermeleri biran önce sağlanmalıdır. Geçmişten bugüne Türkiye toplumunun fay hatlarına düşenen nefret saldırıları antidemokratik iklimin devamına hizmet etmektedir. Aleviler en başta demokratik Türkiye istiyor. Muharrem ayının 10. Günü dolayısıyla İktidar ve Muhalefet liderleri Alevi Cemevlerini ziyaret ettiler ve Caferilerin Aşure matem merasimine katıldılar. 13 Ağustos günü Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan Hacı Bektaş-ı Veli Dergâhını ziyaret etti. Cemevlerini, Dergâhları vb ziyaret etmeniz, bizleri görmeniz yetmez. Asıl önemli olan inanç Özgürlüğümüz ve inanç özgürlüğümüzün güvencede olmasının sağlanması ve eşit vatandaş olarak haklarımızın verilmesidir. DEMOKRATİK LAİK TALEPLERİMİZ Bütün Türkiye vatandaşları için demokrasi, özgürlük ve laiklik yolunda atılması gereken ilk adımları sıralayalım. Devlet din dışında kalmalıdır. Tek din, tek mezhep dayatmaları Devlet dini yaratmıştır. Laik ülkede devlet dini olmaz. Diyanet İşleri Başkanlığı devlet kurumu olmaktan çıkarılmalıdır. Bu işler Sivil Toplum Kuruluşu şeklinde finansmanı ve örgütlenmesi ile cemaatlere bırakılmalı, özerk Sivil Diyanetler, dernekler, vakıflar, özerk sivil başkanlıklar vb. olabilir. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri zorunlu olmaktan çıkartılıp seçmeli hale gelmelidir. Ders kitapları mezhepler ve dinler üstü olmalıdır. Eğitim laik olmalıdır. Cemevleri, Ehlibeyt mescitleri, Alevi Türbeleri Alevilerin İbadethaneleridir, ibadethane statüleri tanınmalıdır. Üst Mevkilere (Bakan, Vali, Genel müdür, vb) atamalar yapılırken konan ambargolar veya kısıtlamalar kaldırılmalıdır. Aleviler hiçbir makam ve mevkiden dışlanmamalıdır. Çoğulculuğu Esas alan Eşitlikçi, Özgürlükçü, demokratik, laik anayasa istiyor. ANTAKYADA YAVUZ SULTAN SELİM CADDESİ ADI DEĞİŞSİN Önemli inanç bayramlarımızın olduğu günler tatil olmalıdır. Aşure günü tatil olmalıdır. ARAP ALEVİLER için en büyük inanç bayramı olan ĞADİR HUM bayramı günü Arap Alevilerin yoğun yaşadığı il ve ilçelerde ve talep edilen yerlerde idari tatil ilan edilmelidir. “Yavuz Sultan Selim köprüsü” ve Antakya’da “Yavuz Sultan Selim Caddesi” adı değişmeli, en azından vatandaşların itirazının olmadığı bir isim verilmelidir. ALEVİSİZLEŞTİRMELERE SON VERİLMELİDİR Baraj, taş ocağı, Maden Ocağı, Rüzgâr Enerji Santrali (RES), Kıyı Kenar Çizgisi vb. adı altında Alevisizleştirme- topraksızlaştırma gizli ajanda uygulamaları olmamalıdır. Masum görünen yatırımlar ile Alevilerin ve diğer azınlıkların kullanımındaki toprakların Tapularının iptal edilmesi veya hileyle el koyarak Yaşam ve geçim alanlarını, Habitatlarını darlaştırma, topraksızlaştırma, insansızlaştırma yapılmamalı ve kutsal sayılan yerlere zarar verilmemelidir. Samandağ ilçe sınırlarında “ZİYARET RES” VE “GÖZENE RES” Enerji Santralleri adı altında küçük tarım üreticilerinin kullanımındaki binlerce dönüm topraklar Vahşi Enerji sermayesine devredilmiştir. Alevilerinin Yaşam ve Geçim Alanlarına, Habitatlarına zarar vermiş, darlaştırmıştır. Bütün RES türbinler Sökülerek bu topraklar küçük tarım üreticisi bölge çiftçisine iade edilmelidirler. Arap Alevilerinin inancında Kutsal Makam olan EL ARABİ TÜRBESİ yerleşkesine dikilen RES Türbinleri inanç sahiplerinin inancının gereklerini sağlıklı şekilde yerine getirmesini engellediğinden derhal sökülmelidir. Arsuz, İskenderun, Dörtyol, Erzin, Payas, Antalya vb. ülkemizin bütün kıyılarında deniz doldurularak ranta açılıyor ve denize sıfır evler, villalar, oteller vb. yapılıyor. Fakat Samandağ İlçemizde Kıyı Kenar Çizgisi adlı altında algı operasyonuyla Denize yüzlerce metre uzak Alevilerin tapuları iptal ediliyor, evleri başlarına yıkılıyor, Yaşam ve geçim alanları insansızlaştırılıyor (Alevisizleştiriliyor), topraksızlaştırılıyor. Küçük toprak sahibi Alevi Vatandaşın en temel kazanılmış hakları ellerinden alınarak, Vahşi Turizm Sermayesine alan açılıyor. Türkiyeli Aleviler Eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti istiyor.” Foto-Haber:Nezahat Fırıncıoğulları