Samandağ’da 1 Mayıs Samandağ’da 1 Mayıs

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Hatay İl Örgütü, TİP Hatay Milletvekili Can Atalay'ın Milletvekilliğinin düşürülmesi ile ilgili basın açıklaması yaptı.
  Basın açıklamasını DEM Parti Hatay İl Yönetimi adına İl Eş Başkanı Naim Özbek okudu.
DEM Parti Hatay Eş Başkanı Özbek, açıklamasında “Bu hafta Meclis yeni bir utanca tanıklık etti. Can Atalay’ın vekilliği bir hukuksuz yöntemle Meclis’te düşürüldü. Buna gerekçe olarak da Anayasayı gösterdiler çok ironik bir şekilde. Yine Meclis’te vekilliğin düşme gerekçesini “Anayasanın gereği” olarak yazmışlar. Hayretlerle izledik. Anayasal suç işleyenler, yargı darbesini yapanlar bir de utanmadan sıkılmadan Meclis’te vekilliğin düşürülmesi gerekçesini böyle yazmışlar. AKP iktidarı her fırsatta 28 Şubat’ı ve 15 Temmuz’u lanetliyor, darbelerden ne kadar çektiğini ifade ediyor ki zaten 28 Şubat’ın üzerine gelen bir iktidar olduğunu hepimiz biliyoruz. AKP geldiği günden bugüne bu topluma, Türkiye halklarına aslında darbe yapan bir iktidar pratiğinin içerisindedir. Sürekli darbe mekaniğini canlı tutarak, bu darbeleri hayata geçirerek bunu yapıyor. Geçmişin darbe mağduru olan iktidarın, bugün darbenin bizzat faili olduğunu, bizzat kendisinin darbe yaptığını ifade ediyoruz.
Geçmişte darbeler postallarla oluyordu, bugün cübbelerle oluyor. Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesinin kararı bir cübbeli darbeydi. Bu darbeyi ilerletenleler, sonuçlandıranlar Meclis’teki AKP kravatlılarıydı. Yani postallardan cübbeye, cübbelerden kravatlılara kadar bu ülke sürekli bir darbe mekaniği içerisinde. Darbe hukukunu elden ele geçiren bir sistem olduğunu ifade etmek gerekiyor. Can Atalay’ın vekilliğinin Meclis’te düşürülmesi meselesini sanki yeni bir olaymış gibi bazı kesimler ele alıyor. Ancak bunun bir tarihsel sürecin sonucu olduğunun altını çizmemiz gerekiyor. 2014’te Çöktürme Planı ile başlayanlar, 2015’te 7 Haziran seçimlerini reddedenler, 20 Mayıs 2016’da Meclis’te milletvekillerimizin dokunulmazlığını Anayasaya aykırı olduğu halde kaldıranlar, 4 Kasım 2016’da eş zamanlı olarak milletvekillerimizi ve Eş Genel Başkanlarımızı gözaltına alıp tutuklayanlar, belediyelerimize kayyım atayanlar bu sürecin taşlarını döşemişlerdir. Ama burada sadece iktidara, sadece AKP ve MHP’ye söz söylemek yetmez. Kürtlere karşı bütün bu gayri nizami harp ve istismar hukuku, bütün bu hukuki olmayan süreç işletildiğinde sessiz kalanlar, bugünkü Can Atalay kararının da müsebbibidir. 
İktidarın ve ortaklarının Can Atalay kararı salt Can Atalay’ın şahsına değildir, bu karar devrimcilere, Alevilere, Kürtlere, kadınlara, Gezi’ye, iktidarca öteki olan muhalif olan bütün kesimlere karşı bir gözdağı verme, yıldırma ve yalnızlaştırma politikasıdır.
İktidar ve ortakları şunu çok iyi bilsin ki bizler dün yılmadığımız gibi bugün de dostlarımızla, yoldaşlarımızla, demokrasi ve özgürlük mücadelesi veren herkes ile yine omuz omuza mücadele edecek yılmadan, korkmadan demokrasi talebini yenileyeceğiz.
GEZİ TUTSAKLARI ONURUMUZ, CAN ATALAY HATAY HALKININ İRADESİDİR!” ifadelerine yer verdi.
Foto-Haber: Nezahat Fırıncıoğulları
 

Editör: Nezahat Fırıncıoğulları